Dijital Çocuk

 Hey 🙋 Bugün sizlere son okuduğum Dijital Çocuk kitabını yorumlamak istiyorum. Alanımdan kitaplar okudukça blogumda uzun uzun incelemeler size ulaşacak. Lafı uzatmadan incelemeye geçelim.

Öncelikle bir anne-baba-öğretmenseniz bu kitabın size katacağı en temel mesaj: Bir çocuğu dijital ortamda yalnız başına bırakma. 

En ufacık bilgiye bile "google"layarak ulaştıkları için pek çok şeyi akıllarında tutmuyorlar. Günümüz çocukları diğer adıyla dijital yerliler. Hayata gözlerini internet ile açıyorlar. Artık çoğumuzun evinde akıllı telefon, tablet, bilgisayardan en az biri bulunuyor. Anne-babanın çocuk yetiştirme sürecinde teknolojiyi orantısız dozda kullanması, önü alınamaz davranış bozuklukları ve dikkat dağınıklığına sebep olabiliyor. Araştırmalara göre- bu deyimi de çok severim ha :D- 2 yaşına kadar bebeklerin ekranla direkt olarak temas kurmaması gerektiği göştermiş. Her şeyi kaydeden beyin o yaşlarda legolar ve küpler ile tanışırsa yaratıcılığı o düzeyde artarmış. Çocuk sahibi yetişkinlerden yorumlarını bekliyorum- amaç bilgilenelim-

Kağıttan okunan bilgiler, ekrandan okunan  bilgilere nazaran daha çabuk öğrenilir ve daha uzun süre akılda kalır. Yani diyor ki; eskisi gibi ansiklopedilere dönelim, boş verin arama motorlarını. Şaka şaka. Böyle düşünmek fazlası ile ütopik kaçacaktır. Alışınca e-book kavramı da fena değil fakat çocuk penceresinden bakınca, özellikle ilk çocukluk gibi kıymetli bir dönemi renkli-sesli kitaplarla geçirmek daha hayatla iç içe geçmiş deneyimler sunacaktır.

Biz hafızamıza değil de Google'a güvenmeye başladıkça, bu yavaş yavaş bir alışkanlığa dönüşüyor ve doğal olarak hafızamız gittikçe köreliyor. Ah Google! Artık öyle bir noktaya geldik ki, ne arasak, düşünsek, konuşsak reklamlar sunuyorsun bize. Düşünmeyi bırakınca da "Dur şunu bi googlelayayım" cümlesi literatürümüze hızla eklenmiş oldu.

Dikkat eksikliği olan çocuklara bazı dersleri oyunlaştırarak anlatmak makul bir çözüm gibi görünüyor. Normalde ders kitabına hiç bakmayacak olan çocuk onu belki bir oyun şelinde bilgisayarda görürse dersler ilgisini çekebilir. Bu durum dikkat eksikliği çeken çocukların kendilerine güvenlerini yerine getirebilir. Bakın oyunlaştırmayı Eylül başından beri uygulayan bir teknolog olarak diyorum ki; oyunlaştır, mutlu olsun, öğrensin. En basiti LearningApps ile başlayabilirsin sevgili okurum.

Oyun, çocukların dili ve iletişim biçimidir. Hangi oyuncak ile nasıl oynamayı seçtiği, iç dünyasındaki duygu ve düşüncelerini yansıtır. Buna ne kadar katılırsınız bilmiyorum ama ben FRP(Fantasy Role Play) oyunlarının sağlıklı bir hayal evreni kurmada kıymetli olduğunu düşünüyorum. Şimdi şu lego bir uçan at olsun, peri kızımıza uçalım. Bulutlar da ne güzelmiş, oh hava da miss. Şurada bir ağaç var, hadi gel şu çiçekleri bir inceleyelim. Yazdık, oynadık bile. 

Not: Kalın cümleler benim alıntılarım, yanındaki cümleler aklımla yorumladıklarım. Okursanız bana yorum bırakın! Kitap üzerine konuşalım 💜


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çalışma Ortamlarını Tanıyorum

Çay Partisine Hoş Geldin!